Taşlar Neden Bizi Seçer ?
Share
🌬️ Bir Taş Seni Çağırdığında…
Bazı taşlar vardır, seni sessizce çağırır.
Bir vitrin camında, bir pazar tezgâhında ya da bir dostunun elinde…
Gözün ondan ayrılamaz.
Bir an gelir, sadece “O” olduğunu bilirsin.
İşte o an, aslında bir seçim değil — bir buluşmadır.
Taşlar bizi “biz seçtik” sandığımız bir anda çağırırlar.
Fakat görünmeyen düzlemde, çoktan onlar bizi seçmiştir.
Çünkü taşlar, yeryüzünün en eski bilincini taşır.
Ve biz, hatırlamamız gereken bir şeyi hatırlamak üzere onlarla karşılaşırız.
🔮 Taşların Hafızası ve Kadim Bilinci
Her taş, toprağın rahminde yüzyıllarca, bazen milyonlarca yıl boyunca oluşur.
Basınç, ateş, su, rüzgâr…
Hepsi birer öğretmen gibidir.
Taşın damarlarında dünyanın dönüşü, yıldızların sesi, suyun sabrı kayıtlıdır.
Taş bir enerji alanıdır.
Ve o alan, insanın kalp titreşimiyle rezonansa girdiğinde bir bağ kurulur.
O bağ, “şifa” denen şeyin özüdür.
Taş seni seçtiğinde aslında sana sessizce fısıldar:
“Seninle aynı frekanstayım. Birlikte bir şeyi hatırlayabiliriz.”
🕊️ Ruhsal Frekans Eşleşmesi
Her ruhun bir ışık kodu vardır.
Kimimizin kodu yumuşaktır; pembe kuvarsın kalbinde titreşir.
Kimimizin kodu güçlüdür; hematitin demir sesinde yankılanır.
İşte taşlar bu kodları “duyar”.
Onlar bizim enerji alanımızdaki çatlakları, sessizlikleri, kapanmamış daireleri hisseder.
Ve çağrılırlar.
Sen bir taşı eline aldığında, aslında o taş çoktan seni tanımıştır.
Onun enerjisi, senin alanındaki bir bilgiyle eşleşmiştir.
Bazen koruma için gelir, bazen arınma, bazen de sadece “yanında olma” haliyle.
💗 Seçen Biz miyiz, Seçilen mi?
Zihinle baktığımızda “Ben bu taşı seçtim,” deriz.
Ama taş bilinciyle baktığımızda işler değişir.
Bir taş, seni uzun zamandır bekliyor olabilir.
Bir dükkânda yalnızca o gözünü yakar,
bir fotoğrafın içinde yalnızca o parlar,
ya da rüyanda onun rengi belirir.
Bunların hepsi bir enerji çağrısıdır.
Taş, senin alanına girmeden önce seni defalarca çağırır —
ve sen hazır olduğunda buluşma gerçekleşir.
🌙 Taşla Buluştuğunda
Bir taşı eline aldığında aranızda görünmez bir köprü kurulur.
O köprü iki yönlüdür:
Bir ucu senin kalbine, diğeri taşın kadim hafızasına uzanır.
Taş seni değiştirmez — sadece sende olanı yankılar.
Senin görmeye hazır olduğun titreşimi sana gösterir.
Bu yüzden taşlarla çalışmak aslında “dönüşmek” değil,
kendi özünü hatırlamaktır.
Taşın sessizliği öğreticidir;
onunla ne kadar az konuşursan, o kadar çok duyarsın.
🌿 Sessiz Öğretmenler
Taşlar konuşmaz.
Ama dinlerler.
Zamanı bilmezler ama doğru zamanı beklerler.
Bir taş seni seçtiğinde, o seçim senin ruhsal yolculuğunun yeni bir kapısını açar.
O yüzden bir taşı eline aldığında,
“Ben bu taşı neden seçtim?” diye sorma.
Belki de o seni çoktan seçmiştir.
Ve şimdi, birlikte hatırlama zamanıdır.